Mikrodalga fırınlar neredeyse her evde bulunan ve kadınlara oldukça da kolaylık sağlayan bir üründür aslında. Mikrodalganın çalışma sistemi, içinde bulunan su moleküllerinden gelen titreşim sayesinde elde ettiği enerjiyi yemeklere ileterek oluyor. Görünüm itibariyle de minik bir fırın gibidir.
Peki, bu harika ötesi icadı kim yaptı? Mucidimizin adı; “Percy Spencer”. İcadı, çoğu icata olduğu gibi bilmeden kazayla oluşmuştu. 1945’te cebindeki şeker erimeye başlayınca üzerinde çalışmış olduğu radarlar şeker çubuğunu pişirdiğini fark etti. Spencer, bunun müthiş bir ısıtma yöntemi olabileceğini fark etmişti. Uzun uğraşlar sonucu çalışan mikrodalga fırını icat etti. Denediği ilk yemek ise patlamış mısır olmuştu. Günümüzde daha çok gelişen mikrodalga fırın, saat ayarlaması, derecelendirme ve yemek haricinde birçok işi kolaylaştıran faktörler de oluştu. Derin dondurucudan çıkartılan bir yemeğin soğuğunu kırmak için, eritmeye ve yemek ısıtmaya da yarıyor tabii. Kadınların işini kolaylaştıran bu fırınlar çok popülerlik kazandı. Ufak çaplı yemekler bile artık tercihen mikrodalgalar sayesinde yapılıyor. Tatlılar kurabiyeler de mikrodalga derecesine göre yapılabiliyor. Mikrodalga fırında genellikle 10 dakikadan fazla yemek tutulmamasına dikkat edilmeli. Moleküller yiyeceklere etkileşim yapıp DNA bozukluğu yaratabiliyor. Bu sebeple sık sık tercih edilmemesi gerekiyor maalesef. Maalesef dememin nedeni bu işimizi kolaylaştıran bir unsur olduğu için kimse zora kaçmak istemiyor her koşulda ama her işi oranına göre yaparsanız hiçbir sıkıntı sorun ortaya çıkmayacaktır. Genelde sulu yemekler, kumpir tatlı gibi kolay pişen yemekler tercih edilmesi daha iyi. Et ürünleri daha geç piştiği için tercih etmemeliyiz. Süt ve süt ürünleri asla tercih etmeyin. Hazır çorbalar genelde yemek pişirme adı altında değil de ısıtma gibi bakarsanız o zaman daha doğru yemekler tercih edip içerisine koyabilirsiniz. Mikrodalgayı her alışveriş sitesi üzerinden, ya da elektronik satılan mağazalardan temin edebilirsiniz.